Yaklaşık 1500 senedir İstanbul’un silüetini süsleyen AYASOFYA, bir çok bilimsel yayında dünyanın sekizinci harikası olarak kabul edilmiş, içerisinde bulunan mozaik ve süslemelerle de sanat tarihinin önemli taşlarından bir tanesi olmuştur. İmparator Iustinianos’un emri ile yapımına başlanan kilise tamamlandığında, yapımında kullanılan malzemenin kalitesi ve döneminin üstün mimari özellikleri ile görenleri şaşkınlığa uğratmıştır. 916 yıl boyunca Doğu Roma İmapatorluğu’nun en önemli kilisesi olarak Hristiyan dünyasının kalbi olmuştur. Ayasofya uzun tarihinde bir çok yangın ve deprem görmüşse de en büyük zararı ironik olarak Haçlı Seferleri sırasında Latinler’den görmüştür. 1453 yılında Fatih Sultan Mehmed’in Konstantinopolis’i fethetmesi ile Ayasofya’da İslam dönemi başlamıştır. Bu büyük mabede en az Bizans kadar önem ve saygı gösteren Osmanlılar yapıyı itinalı bir şekilde camiye çevirmişler, İslam Halifesi ünvanı taşıyan sultanlar namazlarını burada kılmışlar, bayramlaşmalarını burada gerçekleştirmişlerdir. 481 yıl boyunca İslam aleminin en önemli camilerinden bir tanesi olarak hizmet veren Ayasofya’nın içerisinde bulunan mozaikler İslami gelenek gereği ince bir sıva tabakası ile kapatılmışlar ve asla tahrip edilmemişlerdir. Bunun yanında camiye dönüştürülen yapıya eklenen Türk eserleri ve mimari ilaveler Ayasofya’ya ayrı bir katkı ve zenginlik vermiştir. Neredeyse onbeş yüzyıldır ayakta olan yapı günümüzde UNESCO tarafından korunması gereken yapılar listesine alınmıştır. Kitabımızda 1500 yıllık görkemli eser Ayasofya'yı mimarisi, mozaikleri, Türk devri eserleri ve efsaneleri ile sizlere tanıtmaya çalışıyoruz.
Uyarı
Some text in the modal.